NovaProspekt Korku Korku Hikayeleri Bir mussallata uğrama hikayesi
Bir mussallata uğrama hikayesi
Tolgataaa
Bir mussallata uğrama hikayesi
0
1846
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):1 Ziyaretçi
Şuan Offine!
Şuan Offine!
Tolgataaa Üye
*
Üye
Moderator
  • Konular8
  • Mesajlar9
  • Rep puanı 0
Bundan 2 yıl önce evimiz belediye tarafından istimlak edildi. Yol geçirmek için. Ben o evde doğup büyüdüm. O evde babamı kaybettim. Neyse biz evi boşalttık. Bir ev bulana kadar kiraya geçtik. Kiraya geçtiğimiz ev eski evimizin
bir alt sokağındaydı ama annem bu eve hiç alışamamıştı. Sürekli ablamlara gidip kalıyordu. Ben işe gittiğimden sürekli evde tek kalıyordum. Ablamlardan iş yeri çok ters kalıyordu. Bir gece bilgisayardan müzik dinliyordum. Bunu çok sık yapardım. Müziği dinlerken yatağıma uzandım. Kulağım müzikteydi.

Lamba açıktı. Günün yorgunluğundan mıdır bilmem, hemen uyumuşum ya da ben öyle sandım, bilmiyorum kapının sertçe çarpmasıyla birden yerimden sıçradım. Uyku sersemliğiyle etrafıma bakınıyordum. Bilgisayar açık, müzik çalmaya devam ediyordu. Ekranın verdiği ışık odayı aydınlatıyordu. Lamba patladı herhalde, o ses de oydu diyerek dikkatli bir şekilde
yerimden kalktım. Telefonu elime alıp ışığını yakarak yerlere bir göz gezdirdim. Cam kırığı var mı diye ama bir şey göremedim. Lambaya

Baktığımda lamba sağlamdı.
Yerimden kalkıp lambayı yaktım, yandı. Çok fazla uykum olduğundan bu konuyu hiç umursamadım. Mutfağa gidip bir bardak su içip hemen odaya geri döndüm. Bilgisayarı kapatıp yatağa geçer geçmez uyumaya başladım. Rüyamda eski yıkılan evimizin yepyeni bir şekilde durduğunu gördüm. Evimiz tek katlı müstakil bir evdi. Dedemden kalma eski bir evdi ama ben o evin yepyeni halini görüyordum. “Bu nasıl olur, yıkılmıştı bu ev? Buradan yol geçecekti.” diyerek eve doğru yöneldim. Evin kapısına geldiğimde kapı açıktı ve babamı evin içinde bulunan koridorda gördüm. Koridordan geçip oturma odasına geçti. Ben de peşine evin
içine girdim. Ayağımdaki botların bağcıklarını çözmek için eğildim. Ben onları çözmeyi bitirdiğimde başımı kaldırdım.

Yaklaşık 80 yaşlarında, suratında meymenet olmayan, kambur, 1.50 boylarında, elinde eski mi eski bastonu bulunan bir kadın bana dik dik bakarak bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini anlamıyordum. Çünkü sadece ağzı hızla kıpırdıyordu. Ben kadına dikkat kesilmişken kadın birden arkasını dönüp koridorun sonunda bulunan yatak odasına hızla gitti. Ben botlarımı çıkarıp içeri oturma odasına hızla geçtim.

Babam bir kanepede oturuyordu.
İçeride 50’li yaşlarda kapalı kilolu bir kadın da babama göre sağ da bulunan kanepede oturuyordu. Ben içeri girdiğimde kadına yakın olacak şekilde babamın bulunduğu kanepeye oturdum. Kadına “Burada ne işiniz var? Bu ev belediye tarafından satın alındı. Yol geçecekti, size mi satıldı burası?” diyerek hesap sorar şekilde kadına çıkışıyordum. Babam eliyle dizime dokundu “Sakin ol.” diyerek telkinde bulundu. Ben de sakinleşip kadına tekrar döndüm. “Evet, bu sorularıma bir cevap verin.” dedim. Kadın: “Bu ev hep bizimdi. Biz hep buradaydık.” dedi. Ben gülümseyerek “Nereden sizindi abla? Daha bir kaç ay önce biz yaşıyorduk.” dedim. Sözümü bitirdiğimde içeri neredeyse ben boylarda, kapalı zayıf bir kız elinde tepsiyle girdi. Elindeki tepside 3 adet çay vardı. Kız beyaz elbise giymişti.

Bence çok güzel bir fiziği vardı. Gözleri de çok güzeldi. Yemyeşil gözleri ve delici bir bakışı vardı. Sürmeli gözleri… Ben kıza bakarken önce babama çayını alması için tepsiyi uzattı. Sonra da bana ben çayı almak için uzandığımda istemsizce ayaklarına gözlerim kaydı. Bu kızın ayakları tersti. Büyük bir soğukkanlılıkla çayı tepsiden alıp önceden öneme koyulan sehpanın üzerine bıraktım.

Çaktırmadan kadının ayaklarına baktım.
Onunkilerde tersti. Göz ucuyla babamın ayaklarına baktım. Onunkiler normaldi. Kız çay servisinden sonra odadan çıktı. Ben babama “Hadi baba, kalkalım hadi baba, kalkalım.” desem de babam oturduğu yerden kalkmıyordu. Onu kolundan çeke
çeke evden çıkardım. Bir anda gözlerimi yatakta açtım. Tepemde lamba yanıyor, bilgisayarda müzik çalıyordu ama öyle çok terlemiştim ki üzerimdeki tişört su gibiydi. Nefes nefese kalmıştım. Nefesimi düzene soktuğumda etrafıma bakınmaya başladım müzik lamba
bilgisayar ben bunları kapamıştım ama şuan açıktılar. Rüya içinde rüya mı gördüm neydi bu şimdi diyerek yerimden kalktım. Bir
duş alıp odaya geri geldim. Bilgisayarı tekrar kapatıp yattım ama yattığım an üstüme ağırlık çöküyordu. Hemen yerimden kalktım.
“Ne oluyor?” diye söylenmeye başladım.

Küfür ederek tekrar yattım ama yok.
Yine o uyku felci durumuna girermiş gibi olup tekrar kalktım. Birkaç kez bu olay tekrarlandığında bilgisayarı tekrar açıp müzik dinlemeye başladım. Öylece de bilgisayar başında uyumuşum. Sabah alarmın sesiyle uyanıp hemen işe gittim. Gün içinde de dün yaşadığım olayları hiç düşünmedim.

Akşam olduğunda tekrar müzik eşliğinde yatağıma uzanıp yattım. Günün yorgunluğundan da hemen uyumuşum ama rüyamda yine aynı rüyayı gördüm. Tek farkı şuydu. İçeride olanların ne olduğunu biliyordum. Babam içeri girdiği için onu oradan çıkarmak amacıyla giriyordum her seferinde. Her seferinde diyorum. Çünkü bu rüyayı bir hafta boyunca her gün gördüm. Bu ne kadar mümkün bilmiyorum ama her gün aynı rüyayı
görmek iyice sinir ediyordu beni. En son yine rüyadayken ben babama “Kalk baba kalk baba.” diye ısrar ediyordum. Kilolu olan kadın
ayağa kalkarak “Sana bir şey diyeceğim.” diye yanıma geldi.

Elini dizime koydu. Koyar koymaz ayağa kalkarak bütün gücümle o kadına
öyle bir yumruk attım ki kadın oturduğu yerden yere kapaklandı. Ben de o anı fırsat bilip babamı hemen o odadan çıkardım. Evden çıkar
çıkmaz ona zamanki gibi uyanıyordum. Öyle de oldu uyandım ama üzerimde ağırlık vardı, kıpırdayamıyordum. Karabasan dediğimiz olay oluyordu. Bir sure sonra da geçti yerimden hızla kalktım. Mutfağa gidip bir bardak su doldurdum ve bunu içtim. Tekrar doldurup doğru yürümeye başladım. Annem odasında yatıyordu. Annemi kaldırayım da bana bir okusun diyerek odaya girdim. Annemi bir kaç kez dürtüp uyandırdım. “Anne bana bir oku da öyle yat. Garip garip şeyler oluyor. " dedim. O da ağzını geveleyerek bir şeyler dedi ama ben hiç bir şey anlamadım.

Sadece ağzını oynatıyordu çünkü.
Yerinden kalkarak mutfağa gitti. Ben de onun odasında oturdum
ama aklıma annemin evde sorguçlanmışti. Annem evde yoktu ama mutfaktaki kimdi? O an ellerim ayaklarım buz kesti.
Ayağa kalkarak mutfağa gidip gitmemek arasında kalmıştım. Oda da ne yapacağımı düşünürken camın önünden geçen bir kişi gördüm. Cam yol yüzünden yoldan geçen birisidir umuduyla hızla camın güneşini açtım. Cama suratını dayamış,
saçları simsiyah olan bir kız gözlerini bana dikmiş, bakıyordu. O kadar sert bakıyordu ki nutkum tutuldu. Öylece yerimden sıçradım
ve kalktım. Yine mi rüya görmüştüm, ne oluyordu bana diye sinirle küfretmeye başladım.

Tekrardan uyumaya çalıştım, çok geçmeden de uyumuşum.
Ertesi gün annemi arayıp eve çağırdım. "Akşam arifesi gel." dedim. "Evde
yemek yok falan diye bahane uydurdum." O da “Tamam.” dedi. Akşama annem geldi. Annem dini bütün bir kadındır. Namazında niyazında ben ise hiç bilmediğim dinle değilimdir. Olanları ona anlattım. “Kâbus görmüşsündür bir okuyayım, rahat uyursun.” dedi. O gece annem bana okudu. Rahat uyudum. Aradan yaklaşık 1 yıl geçti biz kendimize göre bir ev bulmuştuk. Onu satın aldık, oraya taşındık.
Birkaç ay sonra bir gece eve geçmiştim.

Sanırım saat 1'di. Sessizce eve girdim. Annemi uyandırmamak için odama geçtim. Üstümü değiştirdim yatmak için hazırlanıyordum. Tuvalete gidip geldim. Odaya geri girdiğimde bana arkası dönük bir kız gördüm. Saçları beline kadar uzanıyordu lambayı yakmak için elimi lambanın içinde bastım ama lamba yanmadı. O varlığa bakakaldım.

Neydi bu ve bana neden oluyordu?
Kız bana dönerek hızla suratıma yakınlaştı. Aramızda bir karış mesafe kala bana ağza alınmayacak küfürler girmeye başladı. O kadar hızlı küfrediyordu ki anlatamam. Sonra birden kayboldu. Ben odamda kalakalmıştım. Neydi bu şimdi diye olduğum yere çömeldim. Sigarama uzanıp bir sigara yaktım. Bir nefes aldım. "Hay anasını ya benleri neden yaşamıştım?"
diye düşünüyorken annem kalktı. "Ne yapıyorsun burada?" dedi. "Yok, bir şey anne sigara içiyorum." dedim. Bana kızarak “Görüyorum külleri halıya dökmüşsün hep.” dedi. bende yerden külleri elime aldım. “Anne böyle böyle oldu. O kız yine geldi. ” dedim ama o bana inanmadı.

"Bir şey mi içtin sen?" dedi. "Yok" dedim. "Tamam, ben okuyayım sana." dedi. Okudu. Sonra ertesi gün “Ben çevremize bir sorayım belki bildikleri bir hoca vardır.” dedi “Ben de tamam sor bakalım. Varsa hafta sonu gideriz. " dedim. bir yanımda hiç gitme taraftarı değildi. Diğer hoca para talep ediyor diye duymuştum daha önceleri. Para karşılığı yapan bence şarlatanın tekidir. Hala daha düşünem aynı.

Neyse sık sık kâbuslar görür olmuştum.
Annem çok hoca buldu ama hepsi dudak uçurtan paralar istiyordu ve öfkeyle "Onlar hoca değil." diyordum. Gitmiyordum. Zamanla azaldı kâbuslar. Son bir yıldır da hiç bir olay yaşamıyorum. Ben bu olayları yaşarken çok sevdiğim bir kız vardı. Birbirimizi çok seviyorduk ama 1 yıl önce ayrıldık. Sizin videolarınızı izledikçe kafamda düşünceler oluşmaya başladı. Acaba bunun sevdiğim kızla bir ilgisi ne bileyim ya da başka bir şeyle ilgisi var mı diye bunun cevabını hiç bir zaman öğrenemeyeceğim sanırım.


Foruma Git: